Ya bir kaç gündür aklımda, bir şeyi unutuyorum, bir şeyi unutuyorum, ne unutuyorum? diye dolaştım. Sonra bugün bloga bir gireyim dedim ki meğer meydan okumayı bitirmeyi unutmuşum. Ne güzel hafızam var di mi? :) Herkes - kimisi biraz geç, kimisi 2 3günde bir yazarak da olsa - bitirdi hatta başka mimlere geçti ben daha yeni bitiriyorum. Olsun, kurallara uyamasam da, tamamen aklımdan çıkmış olsa da, her bir yazı için ben ayrı ayrı eğlendim, başkalarının yazdıklarını takip etmekten ayrı keyif aldım, çokça da okunacak yazar/kitap ekledim. Bu meydan okumayı bize getiren sevgili Zihin'e kocaman teşekkürlerimi sunuyorum :) Haydi bitirelim bakalım..
28. Günün Sorusu:
En Sevdiğiniz Kitap Adı?
Benim Cevabım:
Georges Perec - Bahçedeki Gidonları Kromajlı Pırpır da Neyin Nesi?
Georges Perec çok sevdiğim bir yazar, ancak bu kitabını henüz okumuş değilim. Kitabın adına o kadar aşığım ki, ya hayalkırıklığına uğrarsam, ya içeriği adı kadar güzel değilse diye kendisini okuyamıyorum. Hatta gidon ve kromaj ne demek onu bile bilmiyorum! Ama bilmece, tekerleme gibi ismi var, söyle söyle eğlen .. :)
29. Günün Sorusu:
Herkesin Nefret Ettiği Ama Sizin Sevdiğiniz Bir Kitap?
Benim Cevabım: Böyle bir kitap yok sanırım. Yani düşünüyorum düşünüyorum ama çok sevdiğim ve etrafımdakilerin bu ne biçim kitap dediği ya da sevmediği bir kitap bulamadım. Es geçiyoruz o yüzden şimdilik bunu. Bir gün olursa eklerim ^^
30. Günün Sorusu:
En en en Sevdiğiniz Kitap? :)
Benim Cevabım: Ay bu nasıl zor soru! Benim sanırım tek bir en sevdiğim, tüm zamanların en iyisi'm yok (Heyt, kelimeye gel.. ) Her ruh halimin, yarattığım her alt benliğimin ayrı ayrı kendi en en en sevdikleri var. İçimdeki fantastik dünya sevdalısı çocuk için
Harry Potter her zaman en başta olacak mesela. Bezgin ve depresif parçamın her daim yanından ayırmadığı kitap ise
Huzursuzluğun Kitabı.
Küçük Prens de mutluluğa ve umuda ve gülümsemelere ihtiyacım olan zamanların en sevileni.
Mine Söğüt'ün kitapları kendimi araba çarpmış gibi hissetmek, her ne duygudurumu içerisindeysem ondan sıyrılmak için birebir. Öykülere ihtiyacım olduğunda
Etgar Keret yanıbaşımda, insan beynine merakım kabardığındaysa
Oliver Sacks ilk sıradaki yerini alıyor. Ve eminim ki, daha çok okudukça, yazar keşfettikçe ( 300e yakın kitap anca okumuşumdur zira, utanarak söylüyorum.. ) en en sevdiklerim de artacak. Ayrım yapamıyorum malesef aralarında ve hiç bir zaman da yapamayacağım. O yüzden affınızı dileyerek koskoca meydan okumanın en afilli sorusunu en saçma şekilde bitiriyorum. ^^
Bol kitaplı günler ve geceler size ^^