Blogroll

20 Eylül 2014

6. Gün - Beni Mutsuz Hissettiren Bir Kitap


 Meydan okumanın şu ana kadar beni en çok zorlayan sorusuyla 6. günden merhaba!

 Bugünün sorusu: Sizi Mutsuz Eden Bir Kitap?

 Benim için bugünün zorlu olmasının nedeni, kitaplığımda beni mutsuz hissettiren pek çok kitap olması. Özellikle depresif ve umutsuz hissettiğim zamanlarda bu tarz kitapları daha çok tercih ediyorum ki mutsuzluğuma bir anlam çıkarayım, söyleyemediklerimi kitap satırlarında bulayım, yalnız olmadığımın farkına varayım, en azından sebepsiz yere değil de kitap yüzünden mutsuz olayım. Mazoşist miyim neyim!

 Cevabım ise: Georges Perec - Uyuyan Adam


Sanırım bu kitap dünyanın en karamsar kitaplarından biri, aynı zamanda bu zamana kadar okuduğum en başarılı, en keskin kitaplardan da biri. Herkese - hatta çoğu kişiye göre - olmayabilir ama bunu okuyup da Perec'in dehasından şüphe edecek birini tanımıyorum.

Kitap hakkında çok fazla şey söylemeyeceğim, yine alıntılar kendini anlatsın diyorum.. ^^

"Yine böyle bir günde, biraz daha önce, biraz daha sonra, bir şeylerin yolunda gitmediğini, açık konuşacak olursak, yaşamayı bilmediğini, hiç bilmeyeceğini şaşırmadan keşfediyorsun." 18

"Bir şeyler kırılıyordu, bir şeyler kırıldı. kendini-nasıl demeli?- dayanıklı hissetmiyorsun artık: sana bugüne kadar güç veren -öyle sanıyordun, öyle sanıyorsun-, yüreğini ısıtan şey, varoluş duygun, neredeyse önemli olduğun duygusu, dünyaya bağlanma, dünyada kalma duygusu eksikliğini hissettirmeye başlıyor." 18

'' Mutsuzluk üzerine atılmadı, üzerine çullanmadı; yavaşça sızdı, neredeyse tatlılıkla sokuldu. Büyük bir dikkatle yaşamına, hareketlerine, saatlerine, odana işledi, uzun süre gizli tutulmuş bir hakikat, reddedilmiş bir gerçeklik gibi; direşken ve sabırlı, incecik zorlu mutsuzluk, tavandaki çatlakları, çatlak aynadaki yüzünün kırışıklıklarını, dizilmiş oyun kağıtlarını ele geçirdi. Saint-Ronc’un çanı her çeyrek saati vurduğunda onunla birlikte çınladı. '' 78 


"Zamanla, duyarsızlığın inanılmayacak bir hal alıyor. Gözlerinde parıltıdan eser kalmamış, siluetin tam anlamıyla çökmüş. Bıkkınlıktan, burukluktan eser taşımayan bir dinginlik gelip yerleşmiş dudaklarının kenarına. Dokunulmaz biri olarak, giysilerinin ağırbaşlı yıpranmışlığı, adımlarının yansızlığı tarafından korunarak sokaklarda geziniyorsun. Öğrenilmiş hareketleri yapıyorsun sadece. Ancak gerekli olan sözcükleri sarf ediyorsun." 61

'' Yalnızlığın bir şey öğretmediğinden, kayıtsızlığın bir şey öğretmediğinden başka hiçbir şey öğrenmedin. Bu bir aldatmacaydı, göz alıcı ve tuzaklı bir yanılsamaydı. Yalnızdın, hepsi bu, ve kendini korumak istiyordun; dünyayla senin arandaki köprüler sonsuza dek atılsın istiyordun. Ama sen bir hiçsin, dünya ise öyle kocaman bir sözcük ki: Büyük bir şehirde başıboş dolaşmaktan, birkaç kilometre uzunluğundaki cepheler, vitrinler, parklar ve rıhtımlar boyunca yürümekten başka bir şey yapmadın hiç. ''

              Yelena Bryksenkova'nın çizimiyle Georges Perec

"İnsanlardan nefret ettiğin anlamına gelmez bu, ne diye onlardan nefret edesin ki? Ne diye kendinden nefret edesin ki? Keşke insan türüne ait olmak, o dayanılmaz ve sağır edici gürültüyü de beraberinde getirmeseydi; keşke hayvanlar âleminden çıkıp aşılan o birkaç gülünç adımın bedeli, sözcüklerin, büyük tasarıların, büyük atılımların o dinmek bilmeyen hazımsızlığı olmasaydı! Karşı karşıya getirilebilen başparmaklara, iki ayak üstünde duruşa, omuzlar üzerinde başın yarım dönüşüne fazla ağır bir bedel bu. Yaşam denen bu kazan, bu fırın, bu ızgara, bu milyarlarca uyarı, kışkırtma, tembih, coşkunluk, bu bitmek bilmeyen baskı ortamı, bu sonsuz üretme, ezme, yutma, engelleri aşma, durmadan ve yeniden baştan yaratma makinesi, senin değersiz varoluşunun her gününü, her saatini yönetmek isteyen bu yumuşak dehşet. '' - Arka kapak tanıtım yazısı



Önemli Not: Bu kitabı, lütfen, mutluysanız ya da kendinizi iyi hissediyorsanız okumayın. Tüm yaşam enerjiniz içinizden çekildikten sonra ne okuttun bana, bu nasıl kitap şeklindeki şikayetleriniz dikkate alınmayacaktır.


Yarının Sorusu: Sizi Güldüren Bir Kitap?

1 kez mırlanmış.:

elif. dedi ki...

Çok merak ettim. Çoğu kez böyle kitaplar arayışına giren bir depresif mod severim ben. Oğuz Atay kitaplarım imdadıma koşar öyle anlarda. Bu kitabı sevdim:)

Yorum Gönder